NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
22 - (2837) حدثنا
إسحاق بن
إبراهيم وعبد
بن حميد
(واللفظ
لإسحاق). قالا:
أخبرنا
عبدالرزاق.
قال: قال
الثوري:
فحدثني أبو
إسحاق؛ أن
الأغر حدثه عن
أبي سعيد
الخدري وأبي
هريرة،
عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم، قال
"ينادي مناد:
إن لكم أن
تصحوا فلا
تسقموا أبدا.
وإن لكم أن تحيوا
فلا تموتوا
أبدا. وإن لكم
أن تشبوا فلا
تهرموا أبدا.
وإن لكم أن
تنعموا فلا
تبأسوا أبدا"
فذلك قوله عز
وجل: {ونودوا
أن تلكم الجنة
أورثتموها
بما كنتم
تعملون} [7
/الأعراف /43].
{22}
Bize îshak b. İbrahim
ile Abd b. Humeyd rivayet ettiler. Lâfız İshak'ındır. (Dedilerki); Bize
Abdürrezzâk haber verdi. (Dediki): Sevrî şunu söyledi: Bana da Ebû îshak
rivayet etti ki, kendisine Egar, Ebû Saîd-i Hudrî ile Ebû Hureyre'den, onlar da
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet etmişler.
Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuşlar :
«Bir dellal: Gerçekten
sizin için sağlamlık vardır. Artık ebediyyen hasta olmayacaksınız. Sizin için
hayat vardır. Artık ebediyen ölmeyeceksiniz. Sizin için gençlik vardsr. Artık
ebediyyen ihtiyarlamıyacaksınız. Sizin için nimetpezîr olmak vardır. Artık
ebediyen fakirlemeyeceksiniz diye nida edecektir.»
Allah (Azze ve
Celle)'nin :
«Kendilerine, İşte size
cennet! Siz ona amellerinizle mirasçı oldunuz.» [A'raf 43] âyet-i kerîmesinin
mânâsı budur.
İzah:
Bü's, be's, be'sa;
fakirlik şiddeti hâl mânâsına gelen kelimelerdir.
Bu hadîsler dahî
cennete girecek bahtiyarların hallerini anlatmaktadır. Cennete girenler daimî
nimetler içinde safa sürecek, hastalık görmeyecek, ihtiyarlamayacak,
gençliklerinin baharında ebedî bir hayat süreceklerdir.